“İsimsiz
2016”
Çalışma,
Pilot Galeri’de 2016’da İrem Tok’un “Dünyaya Düştüğüm
Yer” başlıklı üçüncü kişisel sergisinde yer almıştır.
Sergi
yazısında Tok’un, “Sergiye ismini veren kavramı ünlü Alman
felsefeci Heidegger’den ödünç alıyor. Heidegger’in ‘da-sein’
ve ‘geworfenheit’ kavramları ışığında, insan varlığını
ilişkide bulunduğu dünyadaki diğer varlıklarla bağı içinde
kavramaya ve anlatmaya çalışıyor. Tok’un, yaşamın ortasına
atılmış/fırlatılmış insan varlığının başına gelenler
olarak kabaca özetlenebilecek, bizim kontrolümüz dışında,
seçmediğimiz bir zaman, mekan, aile, dünyanın içinde var-olma
halinin sorgulanması, serginin ana çerçevesini oluşturuyor. Bir
“insan olma olanağı” araştırması olarak, temeline yaratıcı
ve yıkıcı ateşi, terk edilmişliği/fırlatılmışlığı, kendi
dışındaki varlıklarla ilişkiyi (ona dönüşmeyi), aşkı ve
ölümü (bazen biri, bazen diğeri ve bazen ikisini içerecek
şekilde) ele alan çok katmanlı bir sergi”1
olduğu ifade edilmiştir.
Resim 1. İrem Tok, 2016, “İsimsiz-2016”, Sıraltı Dekor, Paperclay. |
Paperclay
ile ürettiği çalışmasında sır altı çalışan Tok, Etna
Yanardağı’ndan yola çıkarak kırılganlık üzerine çalıştığı
bir çalışmasıdır. Doğa ile insan arasındaki iletişimi
sorgulayan Tok, insanın dokunduğu şeyleri yok etmesi üzerine
oluşturduğu eleştirisiyle, böceklerin kırılganlığı ve
seramiğin kırılganlığı ile ilişkilendirmeler yapmıştır.2
1İrem
Tok, “Dünyaya Düştüğüm Yer”, 2016,
http://www.pilotgaleri.com/exhibitions/detail/78, (14.12.2016).
2Seha
Nur Karataş, İrem Tok, Röportaj, İstanbul, 2016.
‘Untitled
2016’
The
work took place at the Pilot Gallery in the third solo exhibition
titled "Place Where I Fall to The World" by Irem Tok in
2016.
In
the exhibition text “Tok borrowed the concept of exhibition from
the famous German philosopher Heidegger. In the light of ‘da-sein’
and ‘geworfenheit’ concepts of Heidegger, Tok tries to
conceptualize and describe the existence of human beings in
relation to other assets in the world. Interrogation which is outside
of our control, a time we didn’t choose, place, family, questioning
the state of existence in the world and which can be roughly
summarized as what happened to the existence of human being thrown
into the middle of life is
the
main framework of exhibition. As a "possibility of being human"
research, it is a multi-layered exhibition which handles creative and
destructive fire on the basis, abandonment / being thrown, relation
to assets without itself (turning into it), love and death (sometimes
including one, other or both).”1
Picture 1. Irem Tok, 2016, "Untitled 2016", Underglaze Decor, Paperclay. |
Working
with underglaze in the work she produced with paperclay, Tok made a
study on fragility with thinking of Etna Volcano. Questioning the
communication between nature and human, Tok, with criticism of the
destruction of things that people touch, made a relation between the
fragility of the insects and the fragility of the ceramics.2
1Irem
Tok, “Dunyaya Dustugum Yer”, 2016,
http://www.pilotgaleri.com/exhibitions/detail/78, (14.12.2016).
2Seha
Nur Karatas, Irem Tok, Interview, Istanbul, 2016.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder