7 Şubat 2017 Salı

İrem Tok/Irem Tok "İsimsiz 2016"

İsimsiz 2016”

Çalışma, Pilot Galeri’de 2016’da İrem Tok’un “Dünyaya Düştüğüm Yer” başlıklı üçüncü kişisel sergisinde yer almıştır.
Sergi yazısında Tok’un, “Sergiye ismini veren kavramı ünlü Alman felsefeci Heidegger’den ödünç alıyor. Heidegger’in ‘da-sein’ ve ‘geworfenheit’ kavramları ışığında, insan varlığını ilişkide bulunduğu dünyadaki diğer varlıklarla bağı içinde kavramaya ve anlatmaya çalışıyor. Tok’un, yaşamın ortasına atılmış/fırlatılmış insan varlığının başına gelenler olarak kabaca özetlenebilecek, bizim kontrolümüz dışında, seçmediğimiz bir zaman, mekan, aile, dünyanın içinde var-olma halinin sorgulanması, serginin ana çerçevesini oluşturuyor. Bir “insan olma olanağı” araştırması olarak, temeline yaratıcı ve yıkıcı ateşi, terk edilmişliği/fırlatılmışlığı, kendi dışındaki varlıklarla ilişkiyi (ona dönüşmeyi), aşkı ve ölümü (bazen biri, bazen diğeri ve bazen ikisini içerecek şekilde) ele alan çok katmanlı bir sergi”1 olduğu ifade edilmiştir.

Resim 1. İrem Tok, 2016, “İsimsiz-2016”, Sıraltı Dekor, Paperclay.

Paperclay ile ürettiği çalışmasında sır altı çalışan Tok, Etna Yanardağı’ndan yola çıkarak kırılganlık üzerine çalıştığı bir çalışmasıdır. Doğa ile insan arasındaki iletişimi sorgulayan Tok, insanın dokunduğu şeyleri yok etmesi üzerine oluşturduğu eleştirisiyle, böceklerin kırılganlığı ve seramiğin kırılganlığı ile ilişkilendirmeler yapmıştır.2

1İrem Tok, “Dünyaya Düştüğüm Yer”, 2016, http://www.pilotgaleri.com/exhibitions/detail/78, (14.12.2016).
2Seha Nur Karataş, İrem Tok, Röportaj, İstanbul, 2016.


 ‘Untitled 2016’

The work took place at the Pilot Gallery in the third solo exhibition titled "Place Where I Fall to The World" by Irem Tok in 2016.
In the exhibition text “Tok borrowed the concept of exhibition from the famous German philosopher Heidegger. In the light of ‘da-sein’ and ‘geworfenheit’ concepts of Heidegger, Tok tries to conceptualize and describe the existence of human beings in relation to other assets in the world. Interrogation which is outside of our control, a time we didn’t choose, place, family, questioning the state of existence in the world and which can be roughly summarized as what happened to the existence of human being thrown into the middle of life is the main framework of exhibition. As a "possibility of being human" research, it is a multi-layered exhibition which handles creative and destructive fire on the basis, abandonment / being thrown, relation to assets without itself (turning into it), love and death (sometimes including one, other or both).”1

Picture 1. Irem Tok, 2016, "Untitled 2016", Underglaze Decor, Paperclay.

Working with underglaze in the work she produced with paperclay, Tok made a study on fragility with thinking of Etna Volcano. Questioning the communication between nature and human, Tok, with criticism of the destruction of things that people touch, made a relation between the fragility of the insects and the fragility of the ceramics.2

1Irem Tok, “Dunyaya Dustugum Yer”, 2016, http://www.pilotgaleri.com/exhibitions/detail/78, (14.12.2016).
2Seha Nur Karatas, Irem Tok, Interview, Istanbul, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder