Modernizm
“Çağdaş sanat, tarihe yazılmış bir çok sanat akımından ayrıdır. Çağdaş sanat II. Dünya Savaşı sonrasında özellikle 1960'larda Pop Art döneminde kullanılmaya başlanan bir tanımdır. Sanatı, 19. yüzyılda başlayan modern sanatlardan ayırmaktaydı.”1
“Çağdaş sanat, tarihe yazılmış bir çok sanat akımından ayrıdır. Çağdaş sanat II. Dünya Savaşı sonrasında özellikle 1960'larda Pop Art döneminde kullanılmaya başlanan bir tanımdır. Sanatı, 19. yüzyılda başlayan modern sanatlardan ayırmaktaydı.”1
“Modernlik,
gerçekliğin söküldüğü ayrıntılı analizlerin altın çağıydı.
Empresyonizmle başlayıp soyutlamayla süren bu analizler,
alımlamaya, duyumsamaya, nesnenin yapısına ve formların
parçalanmasına ilişkin bütün deneylere açıktı.”2
Parçalanan
modernizminden inşa olan çağdaş sanatı iyi anlamak için biraz
modernizmi hatırlamak gerekmektedir.
“Modern
sözcüğü Latince’de ‘tam şimdi’ anlamına gelen ‘modo’
ve ondan türetilen ‘modernus’ sözcüğünden gelmektedir.
Hristiyanlığın
devlet dini olarak benimsenmesi ile birlikte, yeni dönemi eski (Roma
ve Pagan) dönemden ayırmak için ilk kez 5. yüzyılda kullanılan
bu sözcük, içeriği sürekli değişmekle birlikte, gerek antik
çağla kendisi arasında bir ilişki kuran dönemlerin, gerekse
‘eski’den ‘yeni’ye bir geçişin sonucu olarak görenlerin
bilincini yerine getirmiştir.
Modernlik,
5. yüzyılda dinsel kimliğiyle ana rahmine düşmüşse, 17.
yüzyılda da bu kimliğinden sıyrılmaya hazırdır. Başlangıçta
sanat, özgür sanatlar ve mekanik sanatlar olmak üzere iki ana
gruba ayrılmıştır. Özgür sanatlar, gramer, mantık, retorik,
aritmetri, astronomi ve müziği kapsamaktadır. Dokumacılık,
teçhizat, ticaret, tarım, avcılık, hekimlik ve sahne sanatları
da mekanik sanatları oluşturmaktadır.”3
“Resim,
heykel ve mimarlık teçhizatın alt dallarıdır. Mekanik sanatlar
özgür sanatlardan daha alt bir konumdadır. Bu sınıflandırma
Rönesans’ta da devam etmiştir. Reform hareketleriyle dinsel
kurumların itibarı azalmış ve yeni oluşmakta olan orta sınıfın
önünü açmıştır.
15.-17.
yüzyıllara gelindiğinde yapıtlar konusunda Montaigne’nin
Denemeler’i (1580), Francis Bacon’ın Öğrenmenin İlerlemesi
(1605) ve Descartes’ın Yöntem Üzerine Söylev’i (1637)
kilometre taşları sayılmaktadır. Modernlik düşüncesine felsefi
bir kimlik kazandıran, modern feslefenin babası sayılan René
Descartes’tır.
İnsan
aklının merkeze konarak bilgi kuramının sil baştan inşa
edilmesi gerektiğini düşünen Descartes’ın, felsefe ve
tanrıbilimin alanlarının birbirinden ayrılması ileriki
dönemlerde dinin sorgulanmasına ve kamusal yaşamdan gittikçe
uzaklaştırılmasına katkıda bulunmuştur.
18.
yüzyılda ise bir yandan akıl yüceltilirken diğer yandan olumlu
ve olumsuz şekilde eleştirilmiştir. Bu yüzyılda aydınlanma
filozofu olan Immanuel Kant, dinden bilime estetikten sanata kadar
her alanın kendi sınırlarını belirlemesi, kendini tanımlaması
gerektiğini önermiştir. Kant’ın modern sanat ve modernizm
açısından önemi ise, sanatı tümüyle özerk bir alan, sanatçıyı
da deha olarak kutsamasıdır. Kant’ın düşüncesi sonradan
modernizme dönüşecek olan romantik modernliğin merkezine
yerleşecek ve muhalif bireylere direnç, eleştiri hatta saldırı
için güç verecektir. ‘Modernizm, sanat ve edebiyattan ibaret
değildir. (...) Tarihsel bir yenilik olduğu da ortada. Batı
uygarlığı, dönüp kendi temellerini sorgulayan ilk uygarlık
değilse de, bu işi en ileri noktalara götürmüş uygarlıktır.
Ben modernizmi, Kant’la başlayan bu özeleştiri eğiliminin
şiddetlenmesi hatta azgınlaşması olarak görüyorum.’ sözüyle
Clement Greenberg bu konudaki düşüncelerini ifade etmiştir.”4
“1789
Fransız devrimi, modern düşüncenin başkalaşımında etkili olan
bir diğer gelişmedir. Burjuvazinin zorla iktidara el koyduğu bu
devrim, ilk modern devrimdir. Burjuva sınıfı, soylulara ve
Kilise’ye karşı işçi ve köylülerin desteğini alarak zafer
kazanmıştır. Fransız Devrimi, modernlik bilincine hem dünyevî
hem kavramsal bir çerçeve sağlamıştır. 18. yüzyıl sonlarından
itibaren İngiltere’de gerçekleşen Sanayi Devrimi de maddi
biçimini vermiştir. Modern düşünce, kendi içindeki karşıt
görüşleriyle, dünyanın akıl ile dizginlenebileceği, ele
geçirilebileceği inancı üzerine kurulu bir ütopyadır.”5
“Burjuvazi,
bir yandan bilimsel aklı, sanayileşmeyi ve insan haklarını
yüceltirken bir yandan da geri kalmış toplumları, hatta kendi
halklarını sömürmekteydi. Devlet galerilerinin ve akademilerin
tutuculuğuna karşı sanatçıları destekleyen, eserlerini özel
galerilerde pazarlayan, satın alan yine burjuvazidir.
19.
yüzyıla gelindiğinde eşitsizlik üzerine kurulu olan sermaye
düzenini, kapitalizmi devirmek için örgütlenmek ve mücadele
etmek, kurtuluş umutlarındandır. Sosyalist ve anarşist hareketler
bunu önermekteydi.
Ortamın
efendisi olan burjuvazi, modern sanatı ve sanatçıyı desteklemiş,
en önde gelenlerini parayla sarhoş etmiştir. Ortamın canlı
kalabilmesi için eleştiriyi önemsemiş ve eleştiriyi yasaklamak
yerine kışkırtmakta yarar görmüştür. Fransız galerici Paul
Durand Ruel (1831-1922) durumun farkında olarak hiç zaman
kaybetmeden Paris’in yanısıra Londra (1870) ve New York’ta
(1881) şube açarak Courbet, Monet, Renoir, Sisley, Degas ve Cézanne
gibi sanatçıları pazarlamaya başlamıştır.”
Mehmet
Yılmaz’a göre: Yenilik, ilerleme, dünyevîlik, deha ve yüce
sanat, öncü-ilerici, duygu, sezgi, coşku, öznellik-bireysellik,
sanat için sanat, özerklik, biçimbozma, soyut-soyutlama, saflık,
kolaj (kesyap) ve montaj (kurgu), zorunlu birer ilke olmaksızın
modern sanatçıların ve sonraki (günümüz) sanatçıların da
içgüdüsel veya kasıtlı olarak yararlandığı modern sanatın
temel ilkeleridir.6
1
Ali Akay, “Sanat Çağdaş mı, Güncel mi?”, Radikal,
http://www.radikal.com.tr/haber.php/?haberno=236333 (05.11.2016).
2Jean
Baudrillard, “Çağdas Sanat: Kendi Kendisiyle Çağdaş Sanat”,
çev. Ali Artun, Skop Dergi, 21/03/2014,
http://www.e-skop.com/skopbulten/cagdas-estetik-cagdas-sanat-kendi-kendisiyle-cagdas-sanat/1862,
(05/11/2016).
3Mehmet
Yılmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yilmaz),
7.baskı, Ütopya Yayınları, Ankara, 2013, s.15.
4Mehmet
Yılmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yılmaz),
7.baskı, Ütopya Yayınları, Ankara, 2013, ss.16-19.
5Mehmet
Yılmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yılmaz),
7.baskı, Ütopya Yayınları, Ankara, 2013, ss.16-19.
6Mehmet
Yılmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yılmaz),
7.baskı, Ütopya Yayınları, Ankara, 2013, ss.24-27.
Modernism
“Contemporary
art is different from many art movements that were written in
history. Contemporary art was used commonly after World War II,
especially in the 1960s’ Pop Art era. Contemporary art was
separating the art from contemporary arts that
had started in 19. Century.”1
“Modernity
was the golden age of detailed analyses from that were dismantled
reality. Starting with impressionism and ongoing with abstractions,
these analyses were open to all of the experiments which were related
to reception, sensation, object’s structure and forms’
deterioration.”2
To
understand contemporary art which was built from its own shivered
modernism, we need to remember some modernism.
“Modern
as a word comes from “modo” which means “right now” in Latin
and “modernus” which reproduced from “modo”.
With
adoption of Christianity as government religion, to separate new era
from old (Roma and Pagan) era, this word was used for the first time
in 5th
century. With the changeable content, modernism regained
consciousness
of both the era connecting ancient age with itself and the ones who
see modernism as a passage to “new” from “old”.
Even
if it fell into venter with religious identity, in 17th
century, modernity was ready to get rid of that identity. In the
beginning, art was divided into two main groups as called free arts
and mechanic arts. Free arts contained grammar, logic, rhetoric,
arithmetic, astronomy and music. On the other hand, Mechanic arts
contained weaving, equipage, trade, agriculture, hunting, medicine
and performing arts.”3
“Painting,
sculpture and architecture are the sub-branches of equipage. Mechanic
arts are at lower position than free arts. This classification also
continued in Renaissance. With Catholic Reformation, religious
institution lost reputation and this paved the way for nascent middle
class.
When
it comes between 15.-17. Centuries, Montaigne’s Essays (1580),
Francis Bacon’s Progress of Learning (1605), Descartes’ Discourse
on Method (1637) are counted as milestones. René Descartes known as
father of philosophy is the one who brought philosophical
identity to Modernity idea.
Descartes
who thought the necessity of epistemology’s reconstruction with
putting human kind in the center, helped to interrogation of theology
and contributed to detract it from public life.
In
18th
century, while the mind was being aggrandized, it also got criticism
in both positive and negative ways. Immanuel Kant,who was a
revelation philosopher in this century, suggested that it was
essential to draw a line in every field such as religion,
science, art etc. Kant took art as a self-directed field and blessed
artist as a mastermind. These were Kant’s importance for
contemporary art and modernism. Later, his thoughts settled into the
center of romantic modernism which turned into modernism and his
thoughts gave strength to opponent individuals for them to criticize
and attack. Clement Greenberg expressed his thoughts with these
sentences: ‘Modernism is not only about art and literature. (…)
and it is obvious that modernism is a historical innovation. Even if
Western civilization was not the first one to interrogate its own
basis, they were the ones who got this job to the its most distant
point. I see modernism as an exacerbation of self-criticism that
started with Kant.’4
“1789
French Revolution is another effective progress for modern
consideration’s transfiguration. Bourgeoisie’s forcible potency
supremacy is the first modernism revolution. With support of workers
and farmers, Bourgeois class won against nobility and church. French
Revolution provided both secular and cognitive perspective to
modernity mind. In the late 18th century, Industrial
Revolution gave modernism its own material form. Modern idea with its
own opponent thoughts is an utopia that is based on occupancy and
restraint of mind.”5
“Bourgeoisie
was aggrandizing scientific mind, human rights and
industrialization
but it was also exploiting underdeveloped societies and its own
rights. Again Bourgeoisie was the one who traded work of artists who
were against government galleries’ and academies’ fanaticism in a
special gallery, bought their work and supported them.
In
19th century, being organized and fighting against capital
order and capitalism that were based on inequality were one of the
salvation hopes. Socialist and anarchist movements were suggesting
that.
Bourgeoisie,
who was the master of environment, supported contemporary
art and artist and then made leading artists drunk with money.
To make environment survive, Bourgeoisie cared about criticism and
instead of forbidding criticism, it saw benefit of inciting
criticism. French art dealer Paul Durand Ruel (1831-1922) had been
aware of the situation and then without wasting time, he opened
branches in Paris, London (1870) and New York. After that he started
trading artists such as Courbet, Monet, Renoir, Sisley, Degas and
Cézanne.”
According
to Mehmet Yılmaz: Innovation, progress, earthliness, prodigy,
supreme art, vanguard progressivist, emotion, intuition, enthusiasm,
subjectivity-individualism,
art for art, autonomy, distortion, abstract-abstraction, purity,
collage and montage, are not mandatory principles. But they are
mandatory principles of contemporary art of which contemporary
artists and next (today) artists take advantage intentionally or
instinctual.6
1Ali
Akay, “Sanat Çağdaş mı, Güncel mi?”, Radikal,
http://www.radikal.com.tr/haber.php/?haberno=236333 (05.11.2016).
2Jean
Baudrillard, “Çağdas Sanat: Kendi Kendisiyle Çağdaş Sanat”,
trans. Ali Artun, Skop Review, 21/03/2014,
http://www.e-skop.com/skopbulten/cagdas-estetik-cagdas-sanat-kendi-kendisiyle-cagdas-sanat/1862,
(05/11/2016).
3Mehmet
Yilmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yilmaz), 7th
press, Utopya Publishing, Ankara, 2013, pp.15.
4Mehmet
Yilmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yılmaz), 7th
press, Utopya Publishing, Ankara, 2013, pp.16-19.
5Mehmet
Yilmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yilmaz), 7th
press, Utopya Publishing, Ankara, 2013, pp.16-19.
6Mehmet
Yilmaz, Modernden Postmoderne Sanat, (Ed. A. Nahide Yilmaz), 7th
press, Utopya Publishing, Ankara, 2013, pp.24-27.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder